Raf hazineleri yerine RINGANA – Cildim neden şimdi taze kozmetiklere kavuşuyor

 

İtiraf ediyorum:

Yıllardır her eczane reyonunda sadık bir müşteriydim. Banyo dolabım mı?

"Bunu mutlaka denemeliyim" kremlerinden, "Belki kırışıklıklara iyi gelir" serumlarına ve "Instagram'da XY'de işe yaradı" mucizevi tedavilerine kadar uzanan bir koleksiyon.

 

Ama gerçekten ikna edici miydi? Hiçbir şey beni gerçekten ikna etmedi.

 

Ve sonra RİNGANA geldi.

 

Arkadaşım Katja bana bundan bahsetti: Taze kozmetikler. Vegan. Koruyucu madde yok. Sürdürülebilir.

İlk başta şüpheciydim - kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyordu. Ama dürüst olmak gerekirse, cildim de pek iyi hissetmiyordu. Bu yüzden bir şans verdim.

 

Ve ne diyebilirim ki? Şaşırmıştım—mümkün olan en iyi şekilde.

 

Cildim gerçekten değişti: daha az stresli, daha dengeli. Temizledikten sonra artık "çekme" yok. Artık tahriş yok. Ve son olarak, içinde ne olduğunu üç kez Google'da aramamı gerektirmeyen ürünler.

 

Özellikle sevdiğim:

RINGANA taze ürünler üretir. Gerçekten öyle. Aylarca depoda bekleyen ürün yok. Belirsiz raf ömrü yok. Bunun yerine, saf içeriklerle maksimum etkinlik. Ve en iyisi: Hiçbir şey aşırı parfümlü veya yapay kokmuyor. Sadece doğal hissettiriyor - cilt bakımının olması gerektiği gibi.

 

Bir anne olarak günlük hayatımda, çoğu şeyin ihmal edildiği bu dönemde, bu benim için gerçek bir hediye: Cildime ne sürdüğümü biliyorum. Sürdürülebilir düşünen bir şirketi destekliyorum. Ve bakımlı hissetmek için on ürün uygulamam gerekmiyor.

 

Bazen daha azı gerçekten daha fazladır. Ve eğer taze, dürüst ve etkiliyse—o zaman banyonuzun kalıcı bir parçası olmaya davetlisiniz. 😉